<meta name='google-adsense-platform-account' content='ca-host-pub-1556223355139109'/> <meta name='google-adsense-platform-domain' content='blogspot.com'/> <!-- --><style type="text/css">@import url(https://www.blogger.com/static/v1/v-css/navbar/3334278262-classic.css); div.b-mobile {display:none;} </style> </head><body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d24919536\x26blogName\x3dendi%C5%9Fe\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dBLACK\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://hibon.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://hibon.blogspot.com/\x26vt\x3d-5360594913391802653', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

le sobe

Pazartesi, Ocak 14, 2008


Eveeet. Iste o büyük gün geldi catti ve ben de sobelendim. Hala inanamiyorum. Cok heyecanli. Bu sorumlulugun altindan gerektigi sekilde kalkabilmek icin elimden geleni yapacagim elbet. Basliyorum....

1-blog yazmaya ne zaman başladın?

Blog yazmaya 2006 martinda, yazmak icin ille de cok iyi yazmanin sart olmadigini ve bir sekilde beni endiseye sevk eden seyleri, sonunda begenmeyecegimi bilsem de yaziya dökmenin banim icin iyi olacagini farkettigimde basladim. Tabi bir de divad yaziyordu. Istedim ki herkes benim aslinda ondan daha iyi yazabilecegimi görsün, bu yalnizca ikimiz arasindaki bir sir olmaktan ciksin ;)

2-Blog yazılarımın konusunun belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum, yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum?

Icimden zaten belli bir cizgide geliyor, ben de öyle yaziyorum. Beni kaygilandiran sey o an icin neyse, yazma kararliligina da ulastiysam kendine blogda bir yer buluyor.

3-Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum?

Hayir. Zaten 2 senede topu topu 80 küsur giris yapmisim.

4-Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?

Blogumu kimse okumadigindan mütevellit beklenti de yok, zorunluluk da. Ama eglenerek yazdigim yazi miktari zaten cok sinirli. Dile getirmeye zorunlu oldugum seyi yaziyorum zaten genelde.

5 -Blog yazmayı ne kadar sürdüreceğim?

Divad kitap yazip da benden editörü olmami isteyene kadar.

6-''Eğer her gün kullandığınız zeytinyağı şişenizin kapağını açtığınızda içinden bir cin çıksaydı ve hayatınızda memnun olmadığınız bir şeyi değiştirebileceğini söyleseydi, neyi değiştirmesini isterdiniz?''

Daha az kaygili bir insan olmami ve böylece hem benim hem de cevremdikilerin daha az gerilmesini saglamasini. Tabi bunu kaygi duydugum konularda istedigim dogrultuda degisiklikler yaparak halledebilse cok sahane olurdu ama zeytinyagi sisesinden cikan bir cine bu kadar sorumluluk yüklemek biraz fazla kacabilir diye endiseleniyorum.

Olmustur insallah. Simdi gene bir o kadar heyecanli bir diger kisma geldik. Ama bu konuda ne yapabilirim bilmiyorum. Benim de birilerini sobelemem lazim ama yazdiklarimi okuyan yegane blogcu da beni sobeledigine göre sobeleyebilecegim kimse kalmiyor geriye. Ben gene de olur da denk gelirler diye Vidat ve Alice`den yana denyeyim sansimi.

posted by hibon
01:07

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home