<meta name='google-adsense-platform-account' content='ca-host-pub-1556223355139109'/> <meta name='google-adsense-platform-domain' content='blogspot.com'/> <!-- --><style type="text/css">@import url(https://www.blogger.com/static/v1/v-css/navbar/3334278262-classic.css); div.b-mobile {display:none;} </style> </head><body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d24919536\x26blogName\x3dendi%C5%9Fe\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dBLACK\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://hibon.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://hibon.blogspot.com/\x26vt\x3d-5360594913391802653', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Büyücü

Perşembe, Ağustos 31, 2006


-bundan sonra kitap olarak geçecektir-

En sonunda bütün bir yazımı işgal eden ve kendinden başkasını okumama fırsat vermeyen kitabı gidip aldım ve çok şükür artık kimselere muhtaç değilim bir kere daha okumak için. Son üç yılımı bu kitabın yeni baskısını bekleyerek geçirdiğim (tabii ki her sabah kalktığımda acaba yeni baskısı çıkmıştır diye fırlamıyordum yataktan ama belli aralıklarla kontrol ediyor, bu arada eski baskısına sahip olabileceğini düşündüğüm herkese soruyordum) düşünülürse, bir kere okumuş olmama rağmen benim bütçemi etkileyecek bir parayı vermekte sakınca görmemem anlaşılabilir. Ve hatta bu ne kutlu bir olaydır ki bunca zaman bekledikten sonra okuyup da, en ufak bir hayal kırıklığı yaşamadım.
Kitabı satın alıp da çantama koyduğumda epeyce rahatladım çünkü metne hakim -ki söz konusu bu kitap olunca tahakküm pek de yerinde bir ifade olmuyor aslında- olamadığımı hissederek, ama bu kadar soluksuz kalarak okuduğum başka bir kitap olmamıştı. Elbette hem Fowles'un hem de başka yazarların beni farklı açılardan farklı derecelerde etkileyen başka metinleri oldu fakat bu kitapla aramda kalan çözülmemiş şeyler, başka okumalarımı engelledi ve aceleye getirmiş olsam da ikinci bir deneme elzem oldu. Evren de kendi kopyasını Belçika'ya götürdüğünden İmge yolları göründü bana. Ve biz kitapla, ben gündüz içtiğim biralardan çakırkeyif, o kağıt torbasına sarılı, çanta içinde, bendeki sarhoşluğun verdiği sallantıyla hışırtılı, Kadıköy'den eve doğru yola koyulduk. Hatırladıkça mutlu olduğum bir 40 dakika...
Şimdi kitabı okurken ara sıra tekrarlamakla birlikte, hiç açılmamış kitabı ilk koklayışım katıksız haz verdi bana. Bildiği bir kitabı yeniden eline alınca insan okumaktan daha fazlasını yapmak istiyor. Ben genellikle kapağını bir süre okşadıktan sonra yanağıma dayarım ama bu sefer üçüncü bir duyuyu harekete geçirme şansım olduğu için bu fırsatı değerlendirdim. Sonucu biraz abartılı görünebilir ama başka türlü anlatmak gelmiyor elimden.
Mesele zaten çok sevdiğim yeni kitap kokusunu bu kitapla bağdaştırmamdan kaynaklanıyor. Ama bunu zaten sevginin her çeşidinde uyguluyoruz ve bazı şeyler bir arada birbirini daha değerli ve anlamlı kılıyor.
Aradan çok zaman geçip de unuttuktan sonra - bu benim için 8-10 ay demek- ikinci okuma, farklılıkları olmakla beraber ilkine benzer bir deneyimi getiriyor. Şu anda ilk okumanın tazeliğinin dezavantajlarını yaşamakla birlikte aynı soruları yeni baştan kurmama gerek kalmıyor, zaten elimde hazır duruyorlar. Bu aslında tam da istediğim şey ama hazır sorulara cevaplar bulacağımı düşündüğüm için değil. Cevap aranabilecek kitaplar olabilir belki -ben henüz karşılaşmadım- ama bu onlardan biri kesinlike değil. Ben sadece sorularımı daha netleştirmek, akıl yürütmemi az da olsa toparlamak istiyorum. Tabii bir de kurgusunun karşı koyulamaz cazibesi var ki, bu kısmen hedefi belli olan okumayı benim kontrolümden çıkartabiliyor. Bunu da kitapla olan samimiyetimin bir parçası olarak kabul edip sadece mutluluk duyuyorum.

posted by hibon
10:35

0 yorum