<meta name='google-adsense-platform-account' content='ca-host-pub-1556223355139109'/> <meta name='google-adsense-platform-domain' content='blogspot.com'/> <!-- --><style type="text/css">@import url(https://www.blogger.com/static/v1/v-css/navbar/3334278262-classic.css); div.b-mobile {display:none;} </style> </head><body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d24919536\x26blogName\x3dendi%C5%9Fe\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dBLACK\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://hibon.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://hibon.blogspot.com/\x26vt\x3d-5360594913391802653', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Faralya

Pazartesi, Nisan 09, 2007




Orada olsam şimdi, merhum yeni bir kitap yazsa, onu okusam kafamı gömüp, ama Farlya'da olsam.

posted by hibon
15:36

1 yorum

ih habe gerade şraube meine rehner dan bızzt warum

Pazar, Nisan 08, 2007


Sevgili Mediaonline yetkilileriyle aynen böyle bir telefon görüşmesi yapmak, sonra yarıla yarıla gülmek istiyorum. Yoksa diğer seçenek, benim cinnet getirip bulduğum ilk Mediaonline çalışanına fiziksel zarar verecek olmamdan mütevellit pek de hoş değil. Nıaaaaaaaaaa

posted by hibon
00:49

0 yorum

pentax

Çarşamba, Nisan 04, 2007


bebeğim geldi sonunda

posted by hibon
18:48

0 yorum

Murat Belge

Pazartesi, Nisan 02, 2007


Rüyamda Murat Belge'yi gördüm. Her düşündüğümde aklıma ilk gelen, Radikal'deki köşesininde yer alan marksist entellektüel bir o kadar da muzip amca fotoğrafının aksine üzerine giydiği uçuk sarı, yıpranmış, kolunun kenarından fanilası görünen tişörtüyle balıkçı kasabasının sosyalistliği kendinden menkul arif dedesini andırıyordu. Saçı sakalı birbirine girmişti ve şimdi durup biraz düşününce hafiften çakırkeyf bir hal vardı üzerinde (rakıdan elbet). Umutsuzca bana anlatmaya çalıştığı şeyin ne olduğunu hatırlamıyorum. Sadece, yazılarında tıpkı fotoğrafında olduğu gibi daha mesafeli, daha oturaklı bir çehreye bürünen, oysa burda benim rüyama özgü hafif baygın bakışlarının daha da yumuşatıp ortaya çıkarttığı, derdi olan bir insana özgü o samimiyet kalmış aklımda. Elbette Belge'nin yazılarının bende bıraktığı etkiden, çiçek pasajı bahislerinden bir de en çok Hürriyet'te gördüğüm elinde tuttuğu balıkla rüzgarda dağılmış sakallı fotoğrafından kolajlayıp da gördüm rüyayı. İyi ki de gördüm. Murat Belge'nin, zaman zaman benzer şeyleri tekrarlamasından sıkılıp okumaya ara versem de bu halini ve tavrını hep takdir edeceğim. Israrla derdini anlatmaya çalışan bu adam, iyi bir adam biliyorum ben. Bu iyi adamın bıkıp usanmadan aynı şeyleri söylemesi de iyi bir şey. İyi şeyler yapan insan sayısı az, daha da acısı iyi şeyler yapan insanları önemsemiyoruz, onları iyilikleriyle bir başlarına terkediyoruz. Bazen içimde hafiften "bu cümlenin arkasından bu gelecek biliyorum" duygusuyla köşesini okurken aklımdan bu ısrarlı dert anlatma halinin hedefini hiç bulamayacağı geçiyor bir anda ve üzülüyorum. İşte rüyama da öyle üzgün, biraz da bunu bilmekten kaynaklanan bir dalgınlıkla girmesinin sebebi bu sanırım.

posted by hibon
14:05

0 yorum