<meta name='google-adsense-platform-account' content='ca-host-pub-1556223355139109'/> <meta name='google-adsense-platform-domain' content='blogspot.com'/> <!-- --><style type="text/css">@import url(https://www.blogger.com/static/v1/v-css/navbar/3334278262-classic.css); div.b-mobile {display:none;} </style> </head><body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d24919536\x26blogName\x3dendi%C5%9Fe\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dBLACK\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://hibon.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://hibon.blogspot.com/\x26vt\x3d-5360594913391802653', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

tencerem

Salı, Ekim 31, 2006


Tencerem calindi. Hala inanamiyorum. Ortak mutfaktan ucup gitmis. Acim. Beslenemiyorum. Cünkü diger iki tencerem o kadar kücük ki -biz onlara sosluk diyelim hatta- onlarda spagetti yapmak mümkün degil.
Ucuz olsun diye sehre uzak olan yurtta oda tutan bir ögrencinin tenceresini calan insafsizi eshefle kiniyorum.
Tamam, benim lezzet asigi, kendi maslow piramidinin en dibinde spagetti bulunan, bogazi dürttü mü günün hangi saati olursa olsun hic usenmeden kalkip yemek pisiren biri oldugumu bilmedigini varsayalim. Gene de sigar mi insanliga? Ah ah.
Bir de yikamistim. Kolay mi? Her bulasik yikayisimda nasirlarim yumusuyor, aci cekiyorum calisirken. Cok yiyince de cok yikiyorum. Ama dönse simdi tenceem, hic üsenmem hemen mantarli güzel bir sos yapar üzerinden emmentaleri eksik etmem. Sonra da yikarim misler gibi.
Anlatamiyorum. Tenceremin yoklugunun bende yarattigi boslugu anlatamiyorum.
Tencerem gitti. Canim tencerem.
Kapagi duruyor bir basina.
Ben boynu bükük her gün gidip mutfaktaki tüm dolaplari bastan kontrol ediyorum, belki geri gelmistir diye.
Basak ise bana su sarkiyi söylüyor bu halde gördükce:

etme beyhude figan vazgeç gönül
gel bu sevdadan heman vazgeç gönül
olmasın halin yaman vazgeç gönül
gel bu sevdadan heman vazgeç gönül

Bense mutasavviflar gibi, tencereme kavusacagim günü sabirla bekleyip, yoklugunda cektigim aciyla pisiyorum.

posted by hibon
19:57

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home